İlkokuldan itibaren matematik çalışmaya başlarız ve yıllar geçtikçe, ortaokulda ve bazı lisans derslerinde yeni formüller öğrenir ve matematiksel muhakememizi geliştiririz.

Bununla birlikte, yıllar boyunca bazı denklemler hala çözülememiştir, bu nedenle en büyük araştırmacıların ve en güçlü bilgisayarların mutlak adanmışlığına rağmen, bazı matematiksel problemler asla çözülememiştir.

"Milenyum problemleri" olarak adlandırılan bu problemler, anlaşılması zor olan çok soyut denklemler olarak kabul edilmektedir. Yüksek karmaşıklıkları nedeniyle, Clay Matematik Enstitüsü 2000 yılında yedi "milenyum probleminden" birini çözen herkesin 1 milyon ABD doları ödül kazanabileceği bir yarışma başlatmıştır.

Kısacası, yedi matematik probleminden biri olan Poincaré Hipotezi'nin 2010 yılında çözüldüğünü belirtmekte fayda var. Aşağıda, hiç çözülememiş diğer 5 matematik denklemine bakın, belki onları çözmeyi deneyebilir ve tarihe geçebilirsiniz.

Hiç çözülmemiş matematiksel denklemler

Riemann hipotezi

Bu matematik problemi birçok kişi tarafından milenyumun en zor problemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Riemann Hipotezi, sadece 1 ve kendilerine bölünebilen asal sayılarla ilgilidir.

Matematiksel meydan okuma, matematiksel formülün, yani asal sayıların kökeninin doğru olduğunu kanıtlamaktır.

Navier-Stokes denklemleri

Navier Stokes denklemleri, cisimlerin sıvı akış ortamındaki davranışlarıyla ilgilenen diferansiyel denklemlerdir ve 19. yüzyıldan beri bilinmektedir.

Buradaki zorluk, bir gölün dalgaları ve uçakların etrafındaki hava akımları gibi akışkanların hareketlerini açıklamada önemli ilerleme kaydetmektir.

P = NP problemi

Bu, bilgisayar biliminin evrimiyle birlikte ortaya çıkan bir denklemdir, ancak bilgisayarlar bile bunu çözememiştir. P=NP problemi, listedeki herhangi bir çift diğerinde görünmeden çiftlerin konaklamasını organize etme zorluğundan oluşur.

Bu zor görev büyük bir para ödülünü garantileyebilir. İlginç olan şu ki, dünyadaki finansal aracıların neredeyse tüm güvenlik sistemleri bu denkleme dayalı kriptografi kullanıyor.

Aslında, bu matematiksel problemi çözmenin dezavantajı, çok kolay kırılabilecek şifreleri ortaya çıkarmasıdır, bu nedenle çoğu banka hesabı ve şifreli iletişim dolandırıcılık ve hacker saldırılarının insafına kalacaktır.

Hodge'un Varsayımı

Bu problem geometrik yapıya dayanmaktadır. 1950 yılında Amerikalı William Vallance Douglas Hodge, birkaç boyutta döngüsel şekilleri tanımlayabilen denklemlerin, eğrilere benzer daha basit geometrik şekillerin kombinasyonları üzerine kurulduğunu belirtmiştir. Bu göz önüne alındığında, zorluk bu teorinin doğru veya yanlış olduğunu kanıtlamaktır.

Yang-Mills teorisi

Yang-Mills teorisi matematik ve fizikle ilgilidir ve geometride de ortaya çıkan yapılardan temel parçacıkları tanımlamak için kullanılır.

Birçok deneysel laboratuvarda test edilmiş olmasına rağmen, matematiksel teori hala belirsizliğini korumaktadır. Nihayetinde, Yang ve Mills tarafından oluşturulan fiziksel teorinin arkasındaki matematiksel mantığı keşfetmek zorlu bir görevdir.